Şehit Olmanın Dindeki Yeri ve Hükümleri (Şafii Fıkhı)

Şafii fıkhında şehit olmanın dindeki yeri ve hükümleri nelerdir?

Şafi mezhebi; İmam Şafi’ye (r.a) nisbet edildiği için bu adla anılmıştır.  Şâfi mezhebinin kurucusu sayılan İmam Şafi (r.a) 767 (Hicri 150) yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu. 

Şafi mezhebi önce Mısır’da sonra kısmen Suriye, Yemen, Irak ve Mâverâünnnehir’de yayıldı. Günümüzde Irak, Suriye ve Anadolu’nun güney ve doğu bölgelerinde Şafi mezhebi yaygındır.

ŞEHİT OLMANIN DİNDEKİ YERİ VE HÜKÜMLERİ

Şehit olmak, Allah yolunda savaşıp da o yolda öldürülmüş olmak, Allah katında yüce bir rütbeye nâil olmaktır. Şehit hakkında Allah -celle celâluh-: “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler. Fakat siz farkında değilsiniz“[1] buyurmuştur.

Peygamberimiz Hz. Muhammed -sallâllâhü aleyhi ve sellem- de şehidin makamı hakkında şunu ifade etmiştir: “Şehitten başka cennete giren hiç bir kimse yoktur ki, dünyaya dönmeyi ve yeryüzündeki herşeyin kendinin olmasını istesin. Şehid ise gördüğü ihsandan dolayı dönmeyi ve on defa öldürülmeyi temenni eder.”[2]

Savaş yeri dışında bulunanlar da durumuna göre şehit olabilir, şehit hükümlerine tâbî olabilir. Şehit sayılan bu kişiler şu kategorilere ayrılır;

Dünya ve Ahiret Şehidi: Bu kişi ganimetten mal çalmayarak, riyakârlık yap­madan Allah’ın dinini yüceltmek amacıyla kâfirlerle savaşan ve şehid düşen kişidir. Aslında şehit denilince bu anlaşılır. Dünya hayatını âhiret hayatı karşılığında satın almak için Allah yolunda savaşıp cihad esnasında ölenler dünya ve ahiret şehidi olurlar. Kur’an-ı Kerim’de bu husus şöyle açılanmıştır:

Dünya hayatını âhiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz” (en-Nisa,4/74)

Hadiste Resullulah -sallâllâhü aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

“Şehitleri kanlarıyla beraber defnedin onlar yıkanmazlar ve cenaze na­mazları da kılınmaz.”[3]

Savaşa katılıp gazi olan da İslamı yayma ve savunma, ilay-ı Kelimetullah (Allah’ın kelimesini en üstün kılmak) için mücadeleye girmiş, canını fedaya hazır olduğunu ispatlamıştır. Bu bakımdan onun da Allah katında mevki ve rütbesi her türlü takdirin üstündedir.

Mal, can, namus ve benzeri müdafaalarda, zulüm ve haksızlıkla, suçsuz yere öldürülen mü’min, kimin tarafından öldürülürse öldürülsün, bu şehîdlerden sayılır.

Ahiret Şehidi: Allah’ın dinini yüceltmek için çalışırken, samimi bir şekilde dini yaşamaya gayret ederken ölen insanlar ahiret şehidi olurlar. Bu kişiler enkaz altında kalarak, boğularak veya haksız yere öldürülerek ve buna benzer sebeplerle hayatını kaybeden kimsedir.

Hayatlarını Allah’a adamaları, Allah yolunda mücadele etmeleri şartıyla savaşta vurulma akabinde değil sonradan ölenler, asilerle çatışma sırasında yaralanıp da, çatışma bittikten sonra bir namaz vakti geçtikten sonra vefât edenler, çocukken yahut cünüp iken savaşta şehîd olanlar, hata ile öldürülenler şehit sayılır. Gurbette veya ilim yolunda ölenler, evinden helal rızık için çıkıp yolda kaza yapanlar, depremde enkaz altında kalanlar, suda boğulanlar, ateşte yananlar, akrep gibi bir hayvan sokmasından ölenler, veba gibi önlenemeyen bulaşıcı bir hastalıktan ölenler, cum’a gecesi ölenler, doğum yaparken ölen kadınlar hadis-i şeriflerde geçtiği için bu tür şehid sayılırlar.

Ahiret şehitlerine dünyada şehid işlemi ya­pılmaz. Yıkanır, kefenlenir, namazları kılınır ve defnedilirler. Fakat Nebi -aleyhisselâm- bunların da ecir yönünden hakîkî şehid muamelesine kavuşacaklarını bildirmiştir.

Dünya Şehidi: Bu, Allah’ın dinini yüceltmek amacını gütmekle beraber ganimet elde etmek için savaşan veya riyakârlık yaparak ya da paylaşmadan önce ganimetten mal çalarak savaşan ve bu yolda ölen kimsedir. Bunlar “hükmî şehîd” sınıfından kabul edilir, yıkanmaz ve elbiseleriyle gömülürler.

Ebu Musa’l-Eşari’den şöyle rivayet edilmiştir: Bir kere Nebî -aleyhisselâm-‘a bir kişi geldi de o: “Ya Rasulullah! Bir kısım kimseler ganimet malı için muharebe eder, bir kısım kimseler de halk arasında övülmek için muharebe eder. Bir kısım insanlar da şecaatte mevkii görülsün diye cihad eder. Şu halde Allah uğrunda cihad eden kimdir? diye sordu. Rasulullah aleyhisselâm da;

– Kim ki yalnız Allah’ın dini en yüce olsun diye cihad ederse onun cihadı, Allah yolundadır.[4] buyurdu.”

[1] Bakara sûresi, 154. ayet

[2] Buhârî, Cihâd 6.

[3] Muvatta, cihat 37; İbn Mace, cenaiz 28. v.s.

[4] Buhârî, İlim, 45; Müslim, İmâre, 149-150

Kaynak: Hasan Serhat Yeter, FIKIH 1 (Şafii Mezhebi), 2017

İslam ve İhsan

Şehit Kimlere Denir?